Ruh tane mahkumduk ufalanırken zaman ellerimizde.
Bir kırıntının düşüşü çığlığında ve de bilen bilir yeşil bir kum'salının sığlığında
Ayaklarımı dayadım bir başlığa, silah başlığa, ölüm başlığa ya da
ayak diredim bir başlılığa.
koptu. aidiyet kadar güzel
hediye edilemeyecek kadar
kokun kadar
saçların kadar
ellerin kadar
ayakların kadar
ve kadar daha ne kadar kadar
güzel zincirin en ortanca halkası.
zayıf olanlarımız durdu güçlülerimiz ve güçlüklerimiz durdu.
kardeşlerin payı kadar
ortadan koptu ve arkası
arkası asla yarın olamayan bir özlem
ve yalnızlık ki insana insanla yalnızlığı fazla manidar.
bizim limonluğumuz içimizdeydi. dirediğim ayaklar
kirli tuvalet köşelerindeydi. ve elem.
yakamadık yine de olduk yanmalara hissedar.
25 yaşında 25 bin yıl yaşamış gözü yaşlı bir vampirin başucu eserini vermek cidden isterdim. ama veremem. sadece kendim ile ilgili, hissettiklerimle ilgili en samimi samimiyetsizliğimi dökeceğim bir platform oluşturma çabam var. eskiden burada tonla yazınsal çocukluklarım vardı. basitti. basitliklerinde bir güzellik vardı. ama artık yoklar. biraz kendimi kendime parsellemek istedim... Gerçi canım istediğimde o eski yazıları tekrar koyabilirim de. öyle de bir dünya işte.
20 Eylül 2012 Perşembe
batın öz.
k'ayıp bir dantelin en bas notasıydı gözleri
ben bir sessizlik çekmiştim üstüme
durmuştuk, kudurmuştuk. sadece iki harf artarak
bir harf daha bulup, anlatılması yasak
o iç harlileri yaşayamamıştık.
g'ittin sen. ben kucaklarımda gözümün çocuğunu uyutmaya
ve unutmaya ç'alışırken ve bir yandan da dadılığını yaptığım o akıl çocuğuna
deste deste avuntu toplarken.
g'ittin sen.
ben meyhanenin en eğlenceli anında kırılan o tabak gibi,
ortalarda patlayan o küçük havaifişek gibi
anlamlardan, sarılmalardan yiterken.
ben bir sessizlik çekmiştim üstüme
durmuştuk, kudurmuştuk. sadece iki harf artarak
bir harf daha bulup, anlatılması yasak
o iç harlileri yaşayamamıştık.
g'ittin sen. ben kucaklarımda gözümün çocuğunu uyutmaya
ve unutmaya ç'alışırken ve bir yandan da dadılığını yaptığım o akıl çocuğuna
deste deste avuntu toplarken.
g'ittin sen.
ben meyhanenin en eğlenceli anında kırılan o tabak gibi,
ortalarda patlayan o küçük havaifişek gibi
anlamlardan, sarılmalardan yiterken.
15 Eylül 2012 Cumartesi
stabilizasyon...
Bu blog a 1 senedir bakmıyordum. hatta ne yazdığımı bile unutmuştum. ama komik geldi en son yazdığım duyguları hala hissediyor olmam. belirtmeden geçmeyeyim dedim :)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)